İNANCIN GETİRDĞİ DEĞERLER YÖNÜYLE İZNİK’TE TARİHİ YERLER VE YAPILAR
İznik’e yolunuz düşer ve bu tarihi şehri inancın getirdiği yapılar yönüyle gezmek tanımak isterseniz kısaca hazırlanmış önerilerimize bakabilirsiniz.
Huysuzlar Türbesi
İstanbul kapı tarafından giriş yapıldığında yol üzerinde sağ tarafta evlerin arasında kalan ufak bir mezarlıktır. Mezarlarda kimler yattığı bilinmiyor. Halk tarafından yıllarca huysuzluk yapan çocuklar buraya getirilerek birkaç bırakılırmış bu sebeple Huysuzlar Türbesi adını almış.
Merdivenlik Kaya
İznik’ten Elbeyli kasabasına doğru devam eden yol üzerinde hemen yol kenarında bulunan merdiven şekli verilmiş üstü düzlük bir alandan oluşan kaya kütlesidir. Kimler tarafından ne zaman neden yapıldı sorularına tam olarak cevap verilemese de antik dönemlerde yaşayan toplumların belirli günlerde burada bir araya gelerek ibadet maksatlı kurbanlar kestikleri bir sunak alanı olarak değerlendirilebilir.
Abdulvahap Türbesi/Yatırı
İznik şehrini tepeden görebileceğiniz en güzel noktalardan birisi üzerinde yapılmış olan bu manevi odak noktasında yatmakta olan Abdulvahap Sancaktari’nin Müslüman Arapların İstanbul seferlerine katılmış olan sancak taşıyan ve bu seferde İznik şehrinde yapılan kuşatma esnasında çıkan savaşta ağır yaralar alan ve daha sonra bu tepeye çıkarak elindeki sancağıyla şehadete eren kişi olarak bilinir. Mezarı daha sonra Selçuklu veya Osmanlılar zamanında bulunuyor ve buraya bir türbe inşa ediliyor.
Eşref Baba
Abdulvahap Tepesi’ne doğru giden yolun sol tarafında zeytin ağaçları içerisindedir. 14. Yüzyılda yaşamış bir İslam alimidir. Eşref Baba İznik denilince akla ilk gelen manevi isimlerden birisi olan Eşref Rumi Hazretlerinin babasıdır.
Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa
Osmanlı Devletine hizmet etmiş olan ilk vezirlerden birisidir. Osman Gazi’nin kayınpederi olan Şeyh Edebali’nin bacanağıdır. Osmanlı Devlet teşkilatının önemli bir asker ocağı olan yaya teşkilatının temellerini atmıştır. Birinci Murat döneminde vefat etmiş ve cenazesi İznik’e getirilerek buraya defnedilmiştir. Yaşadığı dönemde inşasına başlanılan İznik Yeşil Cami ilk dönem Osmanlı mimari üslubunun ilk ve tek örneğidir. Soyundan Osmanlıya hizmet etmiş pek çok devlet adamı yetişmiştir.
Sarı Saltuk Türbesi/Makamı
Abdulvahap Türbesi’ne doğru giden yol üzerinde sağ tarafta görülen Roma Su Kanalı’nın arkasındadır. Sarı Saltuk adı ile nam yapmış bir alim kişiliktir. Sarı Saltuk Anadolu’dan Balkanlar’a efsaneleri konu olmuş önemli bir kişilik, önemli bir alim ve hatta bir halk kahramanı olarak nitelendirilebilir. Önemli bir kişilik olan Sarı Saltuk’un türbesinin bulunduğu yer kesin olarak bilinmemektedir. Göstermiş olduğu yararlılıklar neticesinde farklı noktalarda makamları inşa edilmiştir. Rivayete göre Ahmet Yesevi’nin meşhur tahta kılıcını Sarı Saltuk’un beline kuşattığı ve Horasan Erenleriyle Anadolu’ya gönderdiği ifade edilir.
Çandarlı Halil Paşa (Fatih Sultan Mehmet Dönemi)
‘Kara’ lakabı ile tanınan meşhur Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa’nın torunudur. Babası Çandarlı İbrahim Paşa’nın vefatı sonrasında veziriazam olmuştur. Bu görevi Sultan 2. Murad’ın saltanatının sonuna kadar sürdürmüştür. İstanbul’un fethi sonrasında bir takım nedenlerden dolayı idam edilmiş ve cenazesi ailesinin de bulunduğu İznik’e gönderilmiştir. Mezarı İznik şehir merkezinde cadde üzerindedir.
Eşref Rumi Hazretleri (Eşrefoğlu Abdullah Rumi)
Kadiriyye tarikatının Eşrefiyye kolunun kurucusu olan Eşref Rumi Hazretleri 15. yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli’nin müridi iken ondan aldığı emir üzerine Suriye sınırlarında bulunan Hama’da Abdulkadir Geylani Hazretlerinin soyundan gelen Hüseyin Hamevi’nin yanına gider ve bir süre orada kalır ve döndükten sonra İznik’te irşad ile iştigal eder. Kadiriyye tarikatının Eşrefiyye kolunun pîri olan Eşref Rumi’nin kurduğu tarikat İznik-Bursa çevresiyle sınırlı kalmıştır.
On dördüncü yüzyılın sonlarında dünyaya gelen Eşref Rumi Hazretleri İznik’te ilk eğitimini aldıktan sonra Bursa’da bulunan Sultaniye Medresesi’nde eğitimine devam etmiş daha sonra Emir Sultan ve Hacı Bayram Veli’nin dergahlarında kalmış tasavvuf yolunda ilerlemiştir. İznik’te vefat etmiş ve Eşref Rumi Camisi’nin yanına yapılan türbesine defnedilmiştir.
Kırgızlar Türbesi
Selçukluların yapmış olduğu İznik akınlarında İznik kuşatmasına katılan Orta Asya’dan gelen Kırgız Türklerinin yapılan savaşta şehadete ermeleri ve neticesinde onlar adına sonradan Osmanlılar döneminde yaptırılan türbe yapısı içerisine taşınan mezarlar olarak bahsedilebilir.
Süleyman Paşa Medresesi
Orhan Gazi’nin büyük oğlu Şehzade Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi olmadığı için tam tarihini bilmediğimiz medresenin 14. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Açık avlusu ile U planı gösteren medresenin bir müderris odası ve on bir adet öğrenci odası bulunmaktadır. Günümüzde çinicilerin bulunduğu bir çarşı olarak değerlendirilmektedir.
Davudi Kayseri Türbesi
Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde yaşamış olan ilim ve din adamı. Ayrıca İznik’te inşa edilen ilk medresenin hocasıdır. Orhan Gazi’nin İznik’i fethinden sonra bizzat Orhan Gazi tarafından medreseye hoca olarak görevlendirilmiştir. On üçüncü yüzyılın sonlarında Kayseri’de dünyaya geldiği ve daha sonra İznik’e yerleştiği ifade edilir.
Şeyh Kutbeddin Cami ve Türbesi
İslami ilimler ile iştigal ettiği ve dört hak mezhepten birisi olan Hanefiliğin önemli temsilcilerinden olduğuna dair bilgilerimiz haricinde diğer bilgilerimiz maalesef sınırlıdır. Adını taşıyan caminin hemen bitişiğinde bulunan türbe içerisinde kendisi ve yine bir alim olan oğlu Muhammed Muhyiddin’in mezarları bulunmaktadır.
Hacı Özbek Camisi/Çukur Cami
Kitabesi bulunan en eski Osmanlı eseri olarak belirtilebilir. İznik’in fethinden hemen sonra yaptırılmış ilk Osmanlı camisidir. Kitabesinde geçen isim nedeni ile Hacı Özbek denilmiş ama başka isimlerle de anılmıştır. Kılıçaslan Caddesi üzerinde tek kubbeli minaresiz bir camidir.
Mahmut Çelebi Camisi ve Mezarı
Çandarlı İbrahim Paşa’nın oğludur. Bolu’da Sancakbeyliği görevinde bulunmuş bir devlet adamıdır. Ailesinin de bulunduğu İznik’e kendi adıyla anılan camisini 1423 yılında inşa ettirmiştir. Caminin dikkat çeken en büyük özelliği içerisinde duvarlarda bulunan kalem işi hat yazıları yönüyle İznik’te tektir.
Yakup Çelebi Camisi ve Makamı
Osmanlılar döneminde uygulanmaya başlanmış olan zaviyeli camiler planının ilk örneklerindendir. 15. yüzyılın ikinci yarısında İznik’te inşa edilmiş olan bu ilk örneklerden olan yapı Sultan 1. Murad’ın oğlu Yakup Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Zaviye ifadesi içinde küçük oda veya odalar bulunan ve genellikle dini eğitimlerin verildiği yapılar olarak düşünülebilir. Mimari olarak ters T planlı yapılardandır. Sultan 1. Murad’ın oğlu olan Yakup Çelebi’nin mezarı babasının Bursa ili Çekirge Mahallesi’nde bulunan türbesindedir. Bahsi geçen caminin yanında bulunan yapı makam olarak inşa edilmiştir.
İznik Yeşil Cami
Erken dönem Osmanlı mimarisinin şehirde dikkat çeken ilk ve önemli yapılarından birisidir. Osmanlı Veziri Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa tarafından 14. yüzyılda inşa ettirilmiştir. İnşa faaliyeti Halil Paşa döneminde başlayan yapı O’nun vefatı üzerine oğlu Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. Büyük mermer taş bloklarla inşa edilmiş olan caminin iç kısmında kubbeyi iki büyük fil ayak taşımaktadır. Sırlanmış yeşil, turkuaz, kahverengi ve mavi çiniler; yine yer yer sırlanmış renkli tuğlalardan zikzaklar çizecek şekilde yapılmış minaresinden olayı cami ‘Yeşil Cami’ adıyla anılmış ve tanınmıştır. Zaman içinde eskiyen bu çini ve tuğlalar yapılan çalışmalarla yenilendiğinden bir kısmı orijinal olarak günümüze kadar ulaşamamıştır. Caminin dış kısmına ayrı bir güzellik katan son cemaat alanını çevreleyen mermer korkuluk şebekeler de oldukça estetik bir duruş gösterir. Dışarıdan bakıldığında görülen pencere üstü madalyonlar da caminin dış cephesine farklılık katmıştır.
Caminin taş ögelerinden birisi olan mihrabın iki yanında bulunan sütunceler camiye girişte dikkat çeker. Sol tarafta bulunan sütunce altında görünen ters lale motifi ender örneklerden birisidir. Mihrap alınlık kısmında Arapça Kûfi hatla yazan yazıda ‘Her şeye hükmeden ve her şeyi kuşatan yüce Allah’ın adıyla’ ifadesi yer almıştır. Cami 1922 yılında yaşanan Yunan işgalinde hasar görmüştür. Bazı değerli halıların çalındığı, mermerlere zarar verildiği, son cemaat alanı korkuluk şebekelerinin kırıldığı ve hatta camiyi yıkmak için camiyi ayakta tutan iki sütundan birisinin yağ dökülmek suretiyle yakılmaya ve böylelikle patlatılmaya çalışıldığı bu esnada ise çatladığı ifade edilir. Bu ayak günümüzde çelik halkalarla sağlamlaştırılmıştır.
Ayasofya/İznik Ayasofya’sı (Orhan Camisi)
Hıristiyanlık inancında kiliseye bağlı piskoposların katılımıyla düzenlenmiş ve önemli konuların görüşülerek kararların alınmış olduğu büyük çaplı toplantılara Ekümenik konsil denmiştir. İznik’te bu konsil toplantılarından ikisi gerçekleştirilmiştir. İlki MS 325 yılında İznik göl kenarında bulunan Senatü Sarayında yapılmıştır. İkinci İznik Konsili ise MS 787 yılında Ayasofya’da gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda gündemdeki konu ikona sorununun çözüme kavuşturulması olmuştur. Böylelikle ikonaların kiliselerde serbestçe bulundurulması kararlaştırılmış ve uzun süredir devam eden tartışmalar son bulmuştur.
Böcek Ayazması ve Koimesis Kilisesi
Ayazmalar “Kutsal su” anlamını ifade eden kelimelerdir. Ayrıca Hıristiyanlar tarafından şifalı olduğuna inanılan su kaynağını da ifade eder. Bu sular Hıristiyan dünyası için kutsal sulardır. İznik’te Bizans döneminde kullanılmış bu kutsal su alanlarından biriside Böcek Ayazmasıdır. Hemen yakınında bulunan ve günümüze ulaşmayan Koimesis kilisesinin varlığı burasının bir vaftizhane olabileceğini de akıllara getirmektedir. Dolayısıyla önce vaftizhane daha sonra ise su kaynağı olarak kullanılmış olması muhtemeldir. Koimesis kilisesinin adının anlam olarak Hazreti Meryem’in ölümünü ifade ettiği belirtilir. Kilisenin günümüze ulaşan görsellerinden Kapalı Yunan Haçı planı ile yapılmış bir kilise olduğu görülmektedir.
İZNİK'TE İNANÇ TURİZMİ
İznik, İznik tarihi yapıları, İznik rehberi, İznik tur rehberi, İznik gezi rehberi, İznik şehir rehberi, İznik gezisi, İznik programı